Bursa’da 156 yıllık kebapçıya hizmet nedeniyle inancı berbata kullanma cürmünden mahpus cezası

Bursa

Bursa 36. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Emel Ç. ile davacı Oğuzhan İskenderoğlu ve taraf avukatları katıldı.

Şikayetlerinin devam ettiğini lisana getiren İskenderoğlu, sanık Fuat A. tarafından yapılan kısmi ödemeye de istekleri olmadığını tabir etti.

Suçsuz olduğunu öne süren sanık Emel Ç, 2018’de doğum yaptığını ve 2019 yılının yarısına kadar olan süreçte de işten erken çıktığını belirterek beraat talebinde bulundu.

Avukat beyanlarının akabinde kararını açıklayan mahkeme hakimi, tüm cezalara takdir indirimi uygulayarak, sanık İrfan Y, Mehmet K, Fuat A. ve Orhan K’yi “hizmet nedeniyle inancı berbata kullanma” kabahatini birden fazla defa işledikleri gerekçesiyle 6 yıl 3’er ay mahpus ve 45 biner lira isimli para cezası, Ercan Ç, Göksel G, Kadir K, Mahmut Esat Ç, Mustafa K. ve Özgür G’yi de tıpkı kabahatten 5’er yıl mahpus ve 30 biner lira isimli para cezasına çarptırdı.

Sanıklar Emel Ç. ile İsmail Y. hakkında da “hizmet nedeniyle inancı berbata kullanma” cürmünü birden fazla sefer işledikleri gerekçesiyle 3 yıl 9’ar ay mahpus ve 22 bin 500’er lira para cezasına hükmeden mahkeme hakimi, kimi sanıklar için yurt dışına çıkış yasağı konulmasına hükmetti.

Oğuzhan İskenderoğlu, duruşmanın akabinde gazetecilere yaptığı açıklamada, adalete inançlarının sonsuz olduğunu söz etti.

Davada genelde sayıların konuşulduğunu anımsatan İskenderoğlu, “Bir de bunun manevi tarafı var. Biz 156 yıllık bir işletmeyiz. Burada dururken, şu konuşmayı yaparken bile utandığımı bilmenizi istiyorum zira bu işletme benim değil. Babamın da değil, babamın babasının, dedesinin, büyükbabasının. Burada bu durumda olmak ve bu bu türlü bir sebepten ötürü kamera karşısında olmak çok üzücü bir şey.” diye konuştu.

İskenderoğlu, çalınanın yalnızca para olmadığını belirterek “Demek istediğim inşallah adalet yerini bulur. Fazla da yorum yapmak istemiyorum zira devam eden süreç var. Türk adaletine, hukukuna inancımız sonsuz.” tabirlerini kullandı.

Sürecin çok hassas olduğunu ve avukatlarıyla kararı kıymetlendirerek hareket edeceklerini vurgulayan İskenderoğlu, şunları kaydetti:

“Önümüze bakmaktan diğer dermanımız yok. Önümüze bakacağız. İşimizi yapmaya, daha güzel yapmaya devam edeceğiz. En değerli olay o. Sayılar konuşuluyor. Biz paranın peşinde falan hiç değiliz, umurumuzda bile değil. Kıymetli olan adaletin yerini bulması zira paradan daha değerli bir şey var o da vakit. Bu yapılan hırsızlık süreci bizi çok geriye itmiş. Kıymetli olan o kaybedilen vaktin, o haksızlığın yerini bulması.”

İddianame

Firma sahiplerinden Oğuzhan İskenderoğlu’nun 2020’de yaptığı şikayet üzerine yürütülen soruşturma sonucu, sipariş iptaliyle şirketin ziyana uğratıldığı gerekçesiyle 12 çalışan hakkında dava açılmıştı.

İddianamede, eksper heyetince Ağustos 2015-Haziran 2020 periyodunun incelendiği, genel manada sipariş iptal oranının çok yüksek olduğunun görüldüğü kaydedilmişti.

İptallerin ağır olduğu 3-8 Haziran 2020’deki güvenlik kamerası kayıtlarında, kimi garsonların hesap sümeniyle getirdiği paranın bir kısmını kasiyerle konuştuktan sonra kasaya teslim etmeyerek cebine attığı, kasadan para aldığının görüldüğü, vakit zaman garsonların kasiyerin verdiği paraları da cebine attığının görüldüğü iddianamede yer almıştı.

Sanıkların “hizmet nedeniyle inancı berbata kullanma” cürmünden 7’şer yıla kadar mahpus ve 3 biner güne kadar isimli para cezasıyla cezalandırılması talep edilmişti.